Gaziantep’te, 6 Şubat’taki depremlerde 134 kişinin hayatını kaybettiği Ayşe Mehmet Polat Sitesi’nde detaylı zemin etüdü yapılmadığı, eğim nedeniyle bazı temellerin ana kaya bazılarının ise dolgu ve alüvyon zemin üzerine oturduğu, bunun da yer değiştirmelere neden olduğu tespit edildi. Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığınca, Atatürk Mahallesi Naci Topçuoğlu Bulvarı’nda 6 Şubat’taki 7,7 büyüklüğündeki ilk depremde 6 blokundan 4’ü yıkılan Ayşe Mehmet Polat Sitesi’nde yürütülen soruşturma tamamlandı. Projenin fenni mesulü, müteahhidi ve statik proje müellifi olan tutuklu sanık Mehmet Ertan A. ile tutuksuz sanık Altan B. hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma” suçundan 2 yıl 8’er aydan 22 yıl 6’şar aya kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, 7. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. İnşaatına 1990’lı yılların sonlarında başlanan sitenin A2, A3, B1 ve B3 bloklarının ilk depremde, ağır hasar gören A1 ve B2 blokların da depremler sonrası kontrollü yıkıldığı hatırlatılan iddianamede, enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken keşif yapılarak enkazdan örnekler alındığı aktarıldı.

– Detaylı bir zemin etüdü yapılmamış

Jeolojik ve geoteknik raporları ile harita ve inşaat mühendislerince hazırlanan bilirkişi raporlarının da yer aldığı iddianamede, “Tüm bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, yıkılan Ayşe Mehmet Polat Sitesi blokları ile ilgili olarak düzenlenen statik proje ve mimari projeler arasında uyumsuzluklar bulunduğu anlaşılmıştır. Blokların eğimli zemin üzerine inşa edildiği, eğimden kaynaklı olarak yapı temellerinin farklı zeminler üzerine oturduğu belirlenmiştir. Bazı temellerin ana kaya bazılarının ise dolgu ve alüvyon zemin üzerine oturduğu, bunun da yer değiştirmelere neden olduğu anlaşılmıştır. Bunun da üst yapıdaki elemanlara tasarlananlardan daha fazla yük aktarılmasına, özellikle kiriş̧-kolon birleşimlerinde çatlama ve kırılmalara neden olduğu görülmüştür. Projede detaylı bir zemin etüdü yapılmamış, sitenin blokları altındaki zeminde homojenlik gösteren bir bütünlük bulunmadığı, kolonlar arası açıklığın ve kolon ölçülerinin tutarsız olduğu anlaşılmıştır.”

– Dönemin yönetmeliğine aykırı davranılmış

Yapının proje ve ruhsat kaydında tutarsızlık olduğu ve dönemin yönetmeliğine aykırı davranıldığı vurgulanan iddianamede, “Yıkılan tüm bloklarda betonun kalitesiz olduğu, betonda kullanılan agregaların (beton içerisindeki kum ve çakıl karışımı) çok büyük olduğu ve kalıp içerisine homojen olarak dağıtılmadığı, kolon ve kirişlerde hem statik projeye hem de dönemin yönetmeliğine aykırı olarak gerekli sarılma bölgelerinin oluşturulmadığı, pas paylarının yetersiz olduğu, donatıların korozyona uğradığı, karot örnekleri alınırken dahi parçalandığı, projede temel derinlikleri 80 cm olarak belirlenmesine rağmen yapılan ölçümlerde temel derinliklerinin 50-100 cm arasında değişiklik gösterdiğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.” ifadeleri yer aldı. B1, B3 ve A3 bloklarında bodrum katta bölme duvar kullanılmaması nedeniyle bu bloklarda zayıf kat düzensizliği oluştuğuna işaret edilen iddianamede, şu bilgilere yer verildi: “Mimari projenin, tasarım aşamasında yönetmelik çerçevesinde imar durum raporunda belirtilen ölçülere uygun hazırlanmadığı anlaşıldığından, Ayşe Mehmet Polat Sitesi’nin teknik uygulama sorumlusu, müteahhidi ve statik proje müellifi olan şüpheli Mehmet Ertan A. ile mimari proje müellifi Altan B’nin, meslekleri gereği tüm riskleri bilmelerine, ülkemizin deprem kuşağı içerisinde olması ve daha önce ülkemizde meydana gelen depremler nedeniyle çok sayıda vatandaşımızın hayatını kaybetmesine rağmen, meydana gelebilecek bir deprem neticesinde sitenin dönemin mevzuatına uygun olarak inşa edilmemesi durumunda yıkılabileceğini öngörecek durumda oldukları halde söz konusu siteyi yasal mevzuata uygun olarak inşa etmemeleri ve buna uygun projeler çizmemeleri sebebiyle bilinçli taksirle hareket ettiklerinin kabulü gerekmektedir. Şüpheliler, siteyi, bilirkişi raporlarında belirtilen eksik ve kusurlarla inşa ederek suç̧ tarihinde meydana gelen deprem neticesinde yıkılan binalarda 134 vatandaşımızın hayatını kaybetmesi ve 10 vatandaşımızın yaralanmasına neden olmaları sebebiyle bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçunu işledikleri ve haklarında kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edildiği anlaşılmıştır.” AA