Motif Group Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri Bay, “1994 yılında Baydoor markası ile mobilya üretimine başladık. Mobilya sektöründe büyük ses getirdik. Geldiğimiz noktada yurt içinde ve yurt dışında 500’ü aşkın bayi, satış noktası ve 350 çalışanı bulunan büyük bir aileyiz. Çalışanlarımız ve çözüm ortaklarımız ile 15 ülkeye ihracat yapıyoruz. Baydoor olarak Türkiye’nin en büyük kapı, kapak, mutfak, hilton üreticileri arasındayız.” dedi. Türkiye ve Dünya’da sektörünün önde gelen markası Baydoor’un gelişim sürecini ve hedeflerini anlatan Motif Group Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Nuri Bay,”MDF krizi Türkiye’deki mobilya sektörünü olumsuz etkiledi. MDF ihracatı kısa vadede ihracat oranlarımızda olumlu etkilemiş olsa da uzun vadede doğru bir karar değildi. Hammadde satmayıp ürettiğimizi işleseydik ülke olarak katma değerli ürünler üretip daha yüksek döviz girdisi sağlayabilir ve piyasayı da canlı tutabilirdik. Diğer yandan MDF krizi sebebi ile üretimin durması ihracatı azalttı.” diye konuşarak Metropol’ün sorularını yanıtladı:
Firmanızdan bahsedebilir misiniz?
Motif grup olarak 1984 yılında aile şirketi olarak kurulduk. Dekorasyon işleri, dekorasyon malzemeleri toptan dağıtım satışıyla sektörde emin adımlar ile yükseldik. 1994 yılında Baydoor markası ile mobilya üretimine başladık. Mobilya sektöründe büyük ses getirdik. Geldiğimiz noktada yurt içinde ve yurt dışında 500’ü aşkın bayi, satış noktası ve 350 çalışanı bulunan büyük bir aileyiz. Çalışanlarımız ve çözüm ortaklarımız ile 15 ülkeye ihracat yapıyoruz. Baydoor olarak Türkiye’nin en büyük kapı, kapak, mutfak, hilton üreticileri arasındayız. İmalatın yanı sıra hastaneler, oteller, okullar, TOKİ konutları gibi mega projelerin mobilyalarının üretim ve uygulamasını yapıyoruz. Kişiye ve kurumlara, özgün projelerin mobilya üretim ve uygulamasını yapıyoruz. Bizler tecrübemizi kendimiz biriktirdik ve eğitimimizi atölyede gerçekleştirdik. Bayrağı yavaş yavaş kendisini alanında yetiştirmiş ikinci kuşağa teslim ediyoruz. İkinci kuşak eğitimleri, donanımları bizden aldıkları tecrübe ve onlara bıraktığımız dürüstlük mirası ile Baydoor’u daha güzel yerlere taşıyacaklarına inanıyorum.
Mobilya sektöründeki MDF krizin sebebi size göre nedir?
Pandemi ile beraber mobilyaya büyük talep oluştu. Bu talebi karşılamak için firmalar özveri ile çalıştı. Talebin artması ile birlikte mobilyanın ham maddesi MDF temininde sorunlar yaşandı. Avrupa’daki MDF üreticileri üretimi durdurdu. Doların yükselmesi, MDF’ye olan talebin artması ile birlikte fiyatlar yükseldi. Türkiye’deki MDF üreticileri iç piyasaya ham madde vermediler. Avrupa’ya ihracat yaptılar. Mobilyada talep olmasına rağmen ham madde bulamayan mobilyacılar üretimi durdurmak zorunda kaldı veya bulabildikleri hammadde ile yüksek fiyatlı ürün yapmak durumunda kaldılar. MDF krizi Türkiye’deki mobilya sektörünü olumsuz etkiledi. MDF ihracatı kısa vadede ihracat oranlarımızda olumlu etkilemiş olsa da uzun vadede doğru bir karar değildi. Hammadde satmayıp ürettiğimizi işleseydik ülke olarak katma değerli ürünler üretip daha yüksek döviz girdisi sağlayabilir ve piyasayı da canlı tutabilirdik. Diğer yandan MDF krizi sebebi ile üretimin durması ihracatı azalttı. Üretim tesislerinden kapananlar oldu. Çok sayıda çalışanın işsizler ordusuna katılmasına neden oldu. İnşaat sektöründe daire fiyatlarının yükselmesine kadar zincirleme tüm sektörleri etkiledi. Firmaların yurt dışında pazar kaybetmesine neden oldu. Mobilyacılar olarak piyasada hammaddeye daha çok ihtiyacımız var. Eğer iç piyasada ham maddeyi bulamazsak Avrupa’ya sattığımız ham maddeyi Avrupa üretir mamul olarak Avrupa’dan satın alırız. Ekonomimizi kalkındırmak için atılması gereken en önemli adımlardan biri mobilyacıların hammadde sorunun bir an önce çözülmesidir.
MDF Krizi nasıl çözülür?
Krizin aşılması için odalar ve bakanlıklar devreye girdiler. Üretici firmalara uyarılar yapıldı. İnşallah bu uyarılara uyulur ve iç pazara hammadde verilir. Daha fazla kâr adına iç piyasa durdurulmamalıdır. Ham madde ihracatı da elbette yapılmalıdır. Ancak bir söz vardır “camiye lazım olan mescide haramdır.” İç piyasanın talepleri karşılandıktan sonra ihracat yapılması sektörün geleceği açısından çok önemlidir.
MDF krizi tüketiciye nasıl yansıdı?
MDF krizi ile birlikte mobilya ürünlerinde birim fiyatlar yükseldi. Pandemi etkisi ve ekonomik kriz ile alım gücü düştü. İnsanların lüks tüketim anlayışları değişti. İnsanlar temel ihtiyaçların teminine yöneldi. Alınmak istenen ya da değiştirilmek istenen mobilyadaki hayaller ertelendi.
Sektörün başka ne gibi sorunları var?
Mobilya sektöründe kalifiye eleman sorunları var. Bunun en büyük nedenlerinden biri eğitim sistemimizin farklı algılanmasından dolayıdır. Evet, insan okumalı üniversiteyi de bitirmeli lakin bir makine mühendisinin veya bir endüstri mühendisinin işin ana merkezine gelip çalışmayı bilmesi gerekir. Ama eğitimde mühendis masa başı iş olarak algılanıyor. Herkes masa başında oturursa imalatta kim olacak? O yüzden olması gereken herkes üretimin başında olmasıdır. Bu sebeple meslek liseleri güçlendirilmeli, üniversiteler sanayi ile iş birliği yapmalıdır. Yetişen mühendis gençler üretimin havasını okurken fabrikalarda teneffüs etmelidir.
Ortadoğu’da ihracatınız nasıl?
Ortadoğu ülkelerindeki yaşanan toplumsal olaylar ve bölgesel krizlerden dolayı bazı ülkelere ihracat yapamamaktayız. Bölgede en büyük ihracatımızı Irak’a yapıyoruz. Kuzey Irak bölgesi daha aktif, biz de daha canlı ve aktif tutmaya çalışıyoruz.
Mobilya sektörü için Ortadoğu ülkelerinden nasıl talepler geliyor?
Ortadoğu’da daha çok inşaat malzemeleri ve hareketli mobilya talepleri geliyor. Genel anlamda Türkiye olarak biz şanslıyız çünkü hem kaliteli hem de uygun fiyatlı ürünler çıkarıyoruz. Lojistik yakın olduğu için maliyetlerimiz de düşük oluyor. Baydoor olarak Avrupa ülkelerine de ihracatımız var. Sektör olarak Avrupa ve dünyanın diğer ülkelerine daha çok hitap etmek için daha çok çalışmamız ve yatırım yapmamız gerekmektedir.
Ortadoğu’ya yeteri kadar ihracat yapabiliyor muyuz?
Maalesef son dönemlerde ki “Arap Baharı’’ adı altında çıkan gelişmeler Ortadoğu’nun ticaretini zayıflatıyor. Umarım yakın zamanda bütün sınır komşularımızın sorunları çözülür ve daha güzel pazar alanları açılır. Biz aynı coğrafyanın insanlarıyız. Önce komşularımız ile ticareti güçlendirmeliyiz.
Türkiye mobilya sektöründe dünya ile yarışacak seviyede mi?
Gerek Türkiye’de ki mobilya sektörü, gerek Baydoor olarak bizler dünya ile yarışacak kalitede ve fiyatta ürünler üretecek ve pazarlayacak kapasitedeyiz. Biz sadece iç pazara hitap eden ürünler üretmiyoruz. Yurtdışında inşa edilen birçok ultra lüks projede de ürünlerimiz tercih ediliyor. Kişi veya kurumların tasarım zevklerine göre ürünler üretip montajlarını yapabiliyoruz.
Ortadoğu’dan proje bazlı talepler gelirse karşılayabilir miyiz?
Yaptığımız üretim sadece Ortadoğu ülkeleriyle sınırlı değil. Ürünlerimiz tüm Avrupa ülkeleri ve Amerika’da tercih edilmektedir. Kişiye ve kuruma göre özel tasarım mobilyalar imal ediyoruz. Uygulama olarak yurt içindeki projelerin talepler doğrultusunda uygulamasını da üstleniyoruz. Yurt dışında uygulama işlerini orada bulunan bayilerimize ve çözüm ortaklarımıza bırakıyoruz. Bayilerimize ve birlikte çalıştığımız tüm çözüm ortaklarımıza uygulama süreçlerinde destek oluyoruz. Baydoor olarak bayilerimiz ile büyüyeceğimize inanıyoruz.
İhracat olarak gelecek adına hedefiniz nedir?
Baydoor olarak kaliteden ödün vermeden tüm dünyada aranan bir marka haline gelip, insanların aklında yer edinmeyi ve ülkemize döviz kazandırmayı ümit ediyoruz.
2021 yılını Baydoor olarak nasıl geçirdiniz 2022’den beklentiniz nedir?
Pandemiden dolayı durağan bir yıl geçirdiğimizi söylemeliyim. 1984 yılında kurulan bir firma olarak bu denli büyük ölçekli bir kriz yaşamamıştık. Evet, ağır bir dönemdeyiz fakat her şeyin daha güzel olacağını ümit ediyoruz. 2022 yılında pandeminin etkileri azalmasa bile yeni bir dünya düzenine geçilmiş olacağı için işlerin biraz daha iyi olacağını ve hedeflerimizi tutturma oranımızın daha iyi olacağını düşünüyorum. Yaşadığımız süreç markalara duyulan güvenin önemini bir kez daha ortaya koydu. Baydoor, Türkiye ve dünya çapında bilinirliği giderek artan bir marka. 2022 yılında markalaşmaya daha çok yatırım yaparak ve daha fazla insanın hayatına dokunmaya çalışacağız.
Sizi bu krizlere rağmen ayakta tutan nedir?
Ülke olarak bugüne kadar küresel ölçekte birçok kriz yaşadık. Pandemi bunlardan en büyüğü idi. Bizi bütün krizlerde ayakta tutan şey dürüstlüğümüz oldu. Kurulduğumuz günden bugüne verdiğimiz her sözü tuttuk, tutamayacağımız sözü vermedik. Bu bizim firma olarak ana ilkemizdir. Bunun da meyvesini bu kriz döneminde daha iyi anladık. Çünkü güvenilir adres sorulduğunda bizim adımız yankılandı. İnsanlar daha güvenilir, daha kaliteli bir iş ortağı aradığında mutlaka yolu bize çıkıyor. O yüzden bizim en büyük sermayemiz güvendir. Baydoor’un arkasında insanların o güvenini hep hissettik. Onlara mahcup olmamak için de var gücümüz ile çalışıyoruz. Biliyoruz ki güven kazanırsak insanı kazanırız, insanı kazanırsak her şeyi kazanırız.