Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep’te AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda konuştu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Türkiye’ye güvenmek yerine IMF komiserleri ile otel lobilerinde toplantı yaptığını söyleyen Erdoğan, “Biz 2013 Haziran’ında IFM defterini kapattık. 23,5 milyar dolar borcu biz ödedik. Biz göreve geldiğimizde 27,5 milyar dolar banka rezervi vardı, şimdi 120 milyar dolara dayandı. Biz buyuz. Bunların yönettikleri şehirlerde beceriksizliklerini saymıyorum bile. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bunlara eyvallah etmedik. Kendi çapsızlıklarını örtmek için felaket tellallığı yapanlara kulak asmadık” dedi. Erdoğan, Pitbull köpeklerin saldırısıyla ağır yaralanan Asiye Ateş ile yakından ilgilendiklerini ve olayın ardından babasını kandırmak isteyenlere de izin vermeyeceklerini belirterek, “Kandıramayacak, bunların bedelini ödeyeceksiniz” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğleden sonra Gaziantep’e geldi. Havalimanında karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, otobüsle AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı’na hareket etti. Güzergahı üzerinde halkı selamlayan Erdoğan, Akkent Kültür Merkezi’nde partililere seslendi. Gaziantep’in düşman işgalinde kurtuluşunun 100’üncü yıl dönümünde kente gelmekten mutlu olduğunu belirterek, konuşmasına başlayan Erdoğan, “15 ay sonra yeniden Gaziantepli kardeşlerimle kucaklaşmanın bahtiyarlığı içindeyim” dedi.

‘GENÇLERİMİZİN ANLAMASI GEREK’

81 ile eşit davrandıklarını ve 84 milyon vatandaşı kardeş olarak gördüklerini anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehirlerimize hizmet götürürken asla ayrım yapmadık, yapmıyoruz ancak tarihiyle kahramanlık hikayeleriyle, milli mücadelede öncü rolüyle Gaziantep’in gönlümüzde ayrı bir yeri bulunuyor. Antep ‘Gazi’ unvanı ile müşerref olmuş dünyada ilk ve tek şehirdir. Antep; ezan ve bayrak uğrunda 6 bin 317 yiğidini toprağa vermiş yürekli bir şehir. Antep; istiklal ve istikbali için ağrı bedel ödemiş cefakar bir şehir. 2002’den beri kutlu davamıza sahip çıkmış, bizimle yol yürümüş vefakar bir şehirdir. Antep’i Gaziantep yapan, bu şehre ruhunu, karakterini, asaletini veren hasletlerin bilinmesi çok önemli. Bir asır önce bu topraklarda yazılan direniş destanını özellikle gençlerimizin anlaması, hafızalarına kazıması gerekiyor” diye konuştu.

‘TÜRKİYE’YE ÖRNEK OLMAYA DEVAM EDECEK’

Gaziantep’in bir asır önce şanlı direnişle destan yazdığını bugün de ticaret ve üretim başta olmak üzere her alanda tarih yazmaya devam ettiğini dile getiren Erdoğan, “Vatanımızın tepesinde işgal bulutları dolaştığı dönemde Gaziantep mücadelesiyle nasıl umut aşıladıysa üreterek çalışarak ekonomiye katkı sağlayarak ülkemize örnek oluyor. Gaziantep’in yatırımda, istihdamda, üretimde, ihracatta bütünüyle inşallah büyümede Türkiye’de örnek olmaya devam edeceğine inanıyorum. Yardımseverlikte, mazlum ve mağdurda ensar olmakta gösterdiği başarı her türlü takdirin üzerindedir. Son 2 yıldır salgın döneminde Gaziantep başarısıyla bizim ve milletimizin gurur kaynağı oldu” dedi.

‘EYVALLAH ETMEDİK’

Gaziantep’e 15 ay önce 26 Eylül 2020 tarihinde gelerek 300 fabrikanın açılışını yaptığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Salgın nedeniyle belirsizlik hüküm sürerken Gaziantep’te yatırım bedeli 15 milyar lirayı bulan 300 yeni fabrika açılışı yaptık. Çoğunluğu 5’inci Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan yatırımlarla 45 bin vatandaşımıza doğrudan, 100 bin insanımıza dolaylı istihdam imkanı sağladık. Bu süreçte ülkemizin dört bir köşesinde yeni yatırımları hayata geçirdik. Böylece şartlar ne olursa olsun yatırım, üretim, istihdam, ihracattan taviz vermeyeceğimizi dünyaya gösterdik. Tüm dünyayla birlikte ülkemizde salgın sıkıntıları yoğun şekilde hissediliyordu. Birçok ülkede ekonomi durmuş, kepenkler inmiş, insanlar evlere hapsolmuş, seyahat yasakları ve sokağa çıkma kısıtlamaları sıradanlaşmıştı. Ciddi belirsiz, ümitsizlik ve karamsarlık hakimdi, millet tüm bu sorunlarla uğraşırken muhalefet yangına kürekle gidiyor, milletin derdiyle dertlenmek yerine istismar peşinde koşuyordu. Yandık, bittik, öldük diyerek insanımızın, girişimcimizin, çalışanımızın moralini bozmaya çalıştılar. Tam kapanma çağrıları altında ekonomiyi adeta kontak kapamaya zorladılar. Haritada yerini bilmedikleri ülkeleri örnek göstererek salgınla mücadeleyi sekteye uğratmaya kalktılar. Hükümetle dayanışma sergilemek yerine yalan ve korku siyasetiyle oy devşirme siyaseti yaptılar. Her fırsatı ülkeyi kötülemek, Türkiye’yi yurt dışındaki odaklara şikayet etmek için kullandılar. Büyükelçilere mektuplar yazdılar. Ne işiniz var büyükelçilerle? Siz ne yaptınız? Belediyeleriniz ne yapıyor? Onu bir millete anlatın. Ortada bir şey yok, kanalizasyonlar her yeri götürüyor. Ağızlarını her açtıklarında hayırlı söz söylemek yerine tüccarı, bürokratı, hakimi, savcıyı, iş adamını, memuru, polisi tehdit eden bir genel başkan var. Türkiye’ye Türkiye’nin üretim altyapısına, bu milletin dirayetine güvenmek yerine çareyi 3-5 kendini bilmezin hezeyanlarında ya da otel lobilerinde buluştukları IMF komiserlerinde aradılar, onlardan medet umdular. Biz ise 2013 Haziran’ında IMF defterini kapattık. 23,5 milyar dolar borcu biz ödedik. Göreve geldiğimizde 27,5 milyar dolar banka rezervi vardı. Şimdi 120 milyar dorlara dayandık. Biz buyuz. Yönettikleri şehirlerde beceriksizliklerini burada saymıyorum bile. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bunlara eyvallah etmedik. Kendi çapsızlıklarını örtmek için felaket tellallığı yapanlara kulak asmadık. Sağlık altyapısını etkin kullanarak esnek ve özgün modelle süreci başarıyla yönettik.” Türkiye’nin salgın sürecinde yeni sağlık tesisleri yaparak hizmete açtığını hatırlatan Erdoğan, “Bey Kemal hala şehir hastanesi nedir bilmiyor. Bize, ‘Bunun bütçede yerini göster’ diyor. Sen ne anlarsın bütçeden, bütçe kalemlerinden? ‘Merkez Bankası bağımsız değil’ diyordu ve oraya gitti. Bağımsız olmasa seni oraya sokarlar mı? Bu kurum sana brifing veriyor, sen bu bilgileri medyayla paylaşıyorsun. Sende bu noktada haysiyet yok. TÜİK’e gitmek istedi. TÜİK, burada cevap verdi. ‘Siz Merkez Bankası’nda imtihanı kaybettiniz’ dedi. ‘Siz yazılı sorun, biz yazılı cevap veririz’ dedi. Çılgına döndü, daha sen çok çılgına döneceksin. Çünkü dürüst değilsin, siyasi ahlaktan yoksunsun, ‘etik’ diye bir şey yok. Kararlı adımlarla yürüyoruz” dedi.

‘ASİYE’ AÇIKLAMASI: BEDELİNİ ÖDEYECEKLER

Pitbull köpeklerinin saldırısında ağır yaralanan Asiye Ateş’i hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, köpek sahiplerinin bedel ödeyeceğini belirterek, şöyle konuştu: “Burada bir olay var. 4 yaşındaki Asiye yavrumuzu maalesef bu Pitbull köpekleri adeta parçalama noktasına geldi. Tabi biz hayvan severler noktasında bir yasal düzenleme yapalım, dedik ve yaptık. Şimdi tabi bu yasal düzenlemeyle ortaya bir de bedel çıkıyor. Asiye yavrumuz dün gece kendisini biz ambulans uçakla buradan çok değerli Ömer Özkan beyin hastanesine Antalya Üniversitesi’ne naklettik. Orada gerekli operasyonlar kendisine yapılacak. Tabi ilginç olan bin şey var. Şimdi bu köpekler parası bol olanların köpekleri. Ve ne oluyor, ne gidiyor, ne yapıyorlar; dertleri yok. O yavru orada paramparça oluyor, bu adamlar hala acaba babasını nasıl aldatır, kandırırız bunun gayreti içinde. Kandıramayacak bunların bedelini ödeyeceksiniz. Biz de anneyi de babayı da yavruyu da inşallah elimizden gelen tüm hassasiyetle en ideal şekilde alanında ülkemizde, dünyada parmakla gösterilen doktorlarımızla inşallah tedavisini yaptıracağız. Hep birlikte dua edelim Asiye yavrumuzu kurtarmış olalım. Babasını da kapıcı olarak çalıştığı o yerden alıyoruz, onu da inşallah çok ideal yere çalışmak üzere sevk ediyoruz, Yaşadığımız onca sıkıntıya rağmen vatandaşımıza ‘Nerede bu devlet’ dedirtmedik, dedirtmeyeceğiz.”

‘SİYASET KRİTİK DÖNEMDE ZOR KARAR ALMAYI GEREKTİRİR’

Siyasetin kritik dönemlerde ülke ve millet adına zor kararlar almayı gerektirdiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Siyasetçi emaneti taşıdığı sorumlulukları yerine getirmekle yükümlüdür. Gelecek yerine bugüne odaklananlar tarihin önüne açtığı fırsat penceresini göremez. Ben sürekli siyasetin ‘gönül işi’, ‘ufuk işi’ olduğunu söylüyorum. Günü kurtarmak değil, ülkenin çeyrek, yarım asrına damga vurmak olduğun bilmek lazım. 2020 yılını dünyada büyümeyle kapatan iki ülkeden biri Türkiye oldu. 221 milyar dolara ulaşan ihracat ile en yüksek ihracat seviyesine ulaştı. Turizmde geçen yılki kayıpları bu sene telafi ettik ve gelecek yıl daha iyi olacağız. Gaziantep’in yatırım, istihdam, üretim, ihracat kapasitesi artıyor; büyüyor. Bu sene sonunda şehrimizin yaptığı ihracatın 12 milyar doları bulacağı öngörülüyor. Gaziantep’le birlikte ülkemizin gelişmesi kalkınması için çabalayan herkese teşekkür ediyor, önümüzdeki dönemde Gaziantep’ten daha fazla gayret, çaba, başarı bekliyorum” diye konuştu. Genel hatlarıyla anlattığı ekonomik tablonun muhalefet ile AK Parti ve Cumhur İttifakı arasındaki zihniyet farkını ortay koymaya yeterli olduğuna değinen Erdoğan, şöyle devam etti: “Muhalefet, millete sunacak vizyonunun olmadığını, bu süreçte bir kez daha ortaya koydu. Millete hizmet derdi ne de ülkenin yarınlarına ilgili hayalleri var. Yegane gayesi yalan, iftira, hakaret ile siyaset gemisini yürütmek, koltuklarını borçlu olduklarına şirinlik yapmaktır. Bakın, Şanlıurfa’da ne dedi? ‘Şanlıurfa belediyesini verin elektriği bedava vereyim’ dedi. Bu adam ne kadar zavallı bir adam. Elektriği kimin ürettiğini bile bilmiyor. Belediyelerin elektrikle ne işi var. Belediye devletten elektriği alır bedelini öder. Adana’da senin belediyen var hadi buyurun, Adana yarısı çifti olan bir ilimiz. Hadi Adana’daki çiftçilere elektriği bedava ver bakalım. Yalan, yalan kendi çıkarları ve ikballeri uğrunda çiğnemeyecekleri değer yok. Biz onlardan ülkemiz ve milletimiz adına hayırlı iş, söz beklemiyoruz. Sadece gölge etmesinler yeter, diyoruz. Muğla ve Antalya’daki orman yangınları oldu. O belediyeler sizin ne yaptınız? Yine orda bütün evleri, altyapıyı biz yaptık, hala da yapıyoruz. İzmir, bay Kemal’in milletvekili olduğu il. İzmir’de bütün o afetlerin olduğu bölgede o evleri kimler yaptı? Biz yaptık. Bizde laf yok icraat var. Bay Kemal’de laf, laf başka bir şey yok.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının son bölümünde, partililerden 2023 yılında yapılacak seçime kadar kapı kapı dolaşarak, yapılan çalışmaları anlatmasını istedi.

215 TESİSİN TOPLU AÇILIŞ TÖRENİNE KATILDI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Akkent Mahallesi’ndeki alanda Gaziantep’in kurtuluşunun 100’üncü yılı kutlamaları ile 5 milyar lira değerindeki 215 tesisin toplu açılış törenine katıldı. Alanı dolduran kalabalığın tezahüratları arasında platforma çıkan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gösterilen ilgiye teşekkür etti. Gazianteplileri çok özlediğini belirten Erdoğan, “Siz bizi yola çıktığımızdan bu yana yalnız koymadınız, her zaman yanımızda olduğunuz. Biz de Gaziantep’i özlemişiz görüyorum ki sizler de bize özlemişsiniz, Antep’i Gaziantep yapan ruh maşallah tüm canlılığı ile tüm haşmetiyle karşımda duruyor. Evet, bugün Gaziantep’in düşman işgalinden kurtuluşunun 100’üncü yılı, Antep’i savunurken şehit düşen erkeğiyle kadınıyla genciyle yaşlısıyla binlerce kahramanımızın her birini rahmetle yad ediyorum. Rabb’im bir daha bu şehre düşman ayağı değdirmesin, Rabb’im bir daha bu şehrin insanlarını kurtuluş mücadelesine mecbur bırakmasın” dedi.

‘YALANCININ MUMU YATSIYA KADAR YANAR’

Gazianteplilerin bir asır önce istiklal ve istikbal ateşini yaktığını, bugün de ekonomik kalkınma mücadelesinin meşalesini taşıdığını anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Bir asır öncesi burada istiklal ve istikbal ateşini yakanların torunları bugün de meşaleyi taşıyorlar. İstiklalinin bedelini kanı ile kalkınmanın bedelini alın teri ile ödeyen Gaziantep bunun değerini çok iyi bilir. Biz AK Parti’yiz. Suriyeli kardeşlerine düşman nazarı ile bakan bir bay Kemal yok burada. Muhakkak ki müminler kardeştir. Biz kardeşlerimize onları gönderecek yer aramayız. Silahlardan kaçmışlar ise kapımızı onlara nasıl açmışsak bugün de açarız, yarın da açarız. Ülkemizde 5 milyona yakın Suriyeli kardeşimiz var, bay Kemal bundan rahatsız. Onların kardeşlik gibi bir anlayışı yok. Niye? Çünkü onun kardeşlik anlayışı diye bir anlayışı yok. Onlar bu ülkedeki vatandaşlarına karşı da zaten böyle davranıyorlar. İşte şu anda Şanlıurfa’ya gidiyor bir başka yalan söylüyor, Adana’ya gidiyor bir başka yalan söylüyor. Ne diyor Şanlıurfa’da? ‘Şanlıurfa belediyesini verin elektriği bedava verelim’ diyor. Bre cahil elektriği verme hakkında belediye başkanı yetkiye sahip mi? Öyle bir yetkiniz varsa Adana Belediyesi sizde, elini tutan mı var? Ver hadi. Elektriği veren biziz be hey cahil. Seçimlerden önce ‘Elektriği, suyu bedava vereceğiz’ dediniz, neyi bedava verdiniz? Yalancının mumu yatsıya kadar yanar. 2023’e giden yolda aman ha bu tuzaklara düşmeyelim ve bunları hüsrana uğratalım.”

‘BEY KEMAL, GELİP FABRİKALARI SAYABİLİRSİN’

Gaziantep’in sadece bölgenin değil ülkenin parlayan yıldızı olarak hep ileri gittiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Geçtiğimiz yıl eylül ayında Gaziantep’te yapımı tamamlanan 300 fabrikamızın açılışına katıldık. Bay Kemal, icraat, icraat. Laf değil. Gerçi birileri buna inanmayıp ellerinde hesap makineleri ile fabrikaları saymaya başladı. Daha çok sayarsınız. Baktılar ki eksiği yok, fazlası var, konuyu hemen kapattılar. Şimdi Gaziantep 6’ncı Organize Sanayi Bölgesi’ni kuruyoruz. Bay Kemal lütfedip gelirsen, sana yerini gösterirler. Buradaki fabrikaları da sayabilirsiniz. Bu vesile ile beyranını, kebabını, baklavasını yerler, ağızları tatlanır. Sohbet ederler, yürekleri tatlanır. Yoksa bizimle uğraşmaktan hayatı kendilerine zehir edecekler. Bugün de burada Gaziantep’te yapımı tamamlanan yatırımların eser ve hizmetlerin açılış heyecanını sizinle paylaşmak üzere bir aradayız. Yatırım bedeli 5 milyar 92 milyon lira olan yüzlerce eser ve hizmetin resmi açılışını bugün burada hep birlikte gerçekleştireceğiz” dedi. 

‘BEYAZ TÜRKLER, HAYVANLARINIZA SAHİP ÇIKIN’

Hayvanların korunması ve vatandaşın güvenliğinin sağlanması çağrısında bulunan Erdoğan, “Asiye yavrumuzun başına gelen hadiseyi gördünüz. Beyaz Türkler, sahip çıkın hayvanlarınıza. Hayvanlarınıza sahip çıkın. Bu yavrumuz şu anda hamdolsun, emin ellerde. Dün gece ambulans uçakla aldırdık ve Antalya Üniversitesi’ne götürdü. Şu anda Antalya Üniversitesi’nde gerçekten bu operasyonlarda Türkiye’nin bir numarası dünyanın saygın hocası olan Prof. Dr. Ömer beye teslim ettik ve kendisi ile de görüştük İnşallah yapılacak operasyonlarla yavrumuzu sağlığına kavuştururuz” diye konuştu. 

‘KUR SPEKÜLASYONUNU 1 SAATTE ATIVERDİK’

Döviz kurlarında son zamanlarda yaşanan dalgalanmalar sırasında Türkiye ekonomisinin batmasının beklendiğini dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti: “Birileri döviz yükselince ‘Türkiye ekonomisi batacak, kendilerine de gün doğacak’ diye sevinçten yerlerinde duramıyorlar, ellerini ovuşturuyorlardı. Halbuki kurun serbest piyasa ekonomisi ile de uyumlu olmayan dengesiz dalgalanışı 84 milyonun her birinin hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Bizim meselemiz döviz kurunun şu veya bu rakam olması değildir. Kurun seviyesini şartlar, ihtiyaçlar, imkanlar belirler. Unutmayın, atalarımızın güzel bir lafı var; dere yatağında akar, diye. Bay Kemal bunları bilmez, benim işim bu, ben ekonomistim. Türkiye’nin gerçekleri ile ülkemizin menfaatleri ile ilişkisi bulunmayanların spekülasyonları ile ülkemizi boğmak istediler. Sinsi hesaplar yapıldığını hep birlikte gördük. Ülkesinin felaketi pahasına iktidar peşinde olanlara şahitlik ettik. Biz bu süreç boyunca çalıştık. İş zıvanadan çıkarken paketimizi açıkladık. Kur spekülasyonu ile karşı karşıya kaldık, bunu 1 saatte atıverdik. Ortada bu sert iniş-çıkışların yaşanmasına neden olacak bir şey yoktu. İçeriden ve dışarıdan birileri yalan ve iftira ile ülkemizi gelişmekte olan iklimden çıkarmak için canla başla çalıştı. Eski Türkiye güzellemeleri ile ülkemizin 20 yıllık kazanımlarını yok etmeyi hedefleyenler hemen seçim çağrıları ile ortaya döküldü. Bay Kemal, Meral hanım boşuna uğraşmayın, seçim Haziran 2023’te yapılacak. Öne gelmesi, diye bir şey söz konusu değil ve Türkiye bir hukuk devleti olarak gereğini yerine getiriyor. Bu süreçte ülkemizin yaşadığı sıkıntılar karşısında faizleri artırmaktan başka çözüm yok, dedi. Peki bu bay Kemal ne diyordu? ‘Faizi sıfırlayın, biz de her türlü desteği verelim’ diyordu. Bay Kemal sen bu aklı kendine sakla, dün öyle dedin, bu defa kalktın, farklı konuşmaya başladın. Çünkü hiçbirinde ülkenin ve milletin meselelerini çözmek gibi bir derdi yok. Yaşananlar aslında bunların ne kadar sığ ne kadar boş ne kadar kifayetsiz ne kadar hazırlıksız olduklarını bir kez daha ortaya çıkardı.” Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından yapımı tamamlanan tesislere video konferans yöntemiyle bağlanarak açılışlarını yaptı.

FABRİKA İŞÇİLERİYLE YEMEK YEDİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Organize Sanayi Bölgesinde bulunan bir fabrikada çalışan işçilerle birlikte akşam yemeği yedi. Yemeğin ardından fabrika çalışanlarına hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’yi yatırımla, istihdamla, üretimle ihracatla ve cari fazlasıyla büyüme hedefimizin ete kemiğe büründüğü yer, işte burasıdır. Tarihin, medeniyetin, kültürün, kardeşliğin şehri Gaziantep aynı zamanda üretimin ve emeğin şehri olarak ülkemizde, bölgesinde, dünyada örnek gösterilen ilimiz haline gelmiştir” dedi.

‘İŞ ARAYANA EKMEK VAR’

Fabrika sahibinin yemekte yaptığı sohbette çalıştıracak işçi bulamadıklarını anlattığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu: “Ne diyor birileri; ‘iş yok’. Nankör nankör yan gelip yatarak para kazanmak istiyorlar. İşte buyurun işveren ‘eleman arıyorum, bulamıyorum’ diyor. Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de de aynı şeyi söylediler. İş arayana ekmek var. Aş arayana ekmek var. Ama yan gelip yatarak para istersen kusura bakma işte o yok. Ülkemizi kısır dünyalarından ibaret sananları Gaziantep’e getirip bu OSB’leri gezdirmek lazım. Gaziantep’te şu anda 5 Organize Sanayi Bölgesi var. Şimdi altıncısının adımları atılıyor. Bu ne demektir; Türkiye yerinde duramıyor. Türkiye sıçrıyor, Türkiye gidiyor. Kusura bakmayın Ana Muhalefetin, yavru muhalefetin başındakiler Türkiye’de ne olup bittiğinin farkında değiller. Şu anda sadece Gaziantep 12 milyar dolar ihracat yapar hale geldi. Bu ne demek; demek ki Gaziantep çalışan, üreten, ihracatta damardan giren bir şehir. Burada güçlü Türkiye’nin ayak izlerini görerek, belki ufuklarını genişletip, vizyonlarını derinleştirirler. Bunların öyle bir derdi olmadığını bilsek bile buradaki güzel görüntüyü herkesle paylaşarak heyecanımızı ifade ediyorum. Çalışanlarıyla bu fabrikamız sıçrıyor. Şimdi fabrika genişliyor ve 900- 950 kişinin çalıştığı bu tesiste yeni makineler geldikten sonra çalışan sayısı 1500’e çıkacak. Çalışmaya hazır olan buraya gelsin. Gaziantep’in ayda 1 milyar dolarlık ihracat hedefine ulaşmak üzere olduğunu ben görüyorum. Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinde aynı azim, heyecan ve gayretle çalışan 1140 fabrikamızın sahibi olan müteşebbislerimizi ve emekleriyle buraları ayakta tutan işçilerimizi kutluyorum. Sanayicilerimizi, müteşebbislerimizi, iş insanlarımızı daha çok istihdam sağlamaları, üretmeleri için ben milletim adına tebrik ediyorum imkanlarımızla da teşvik ediyoruz. Kabına sığmayan Gaziantep Organize Sanayi Bölgesinin altıncı etabını kurmak için kolları sıvadı. Yakında bu etapta faaliyete geçtiğinde OSB’lerdeki fabrika sayısı 2 bini bulacaktır. Bu ne demek ‘Ey Türkiye uyan; biz Gaziantep olarak kurtuluş savaşında nasıl mücadele verdiysek ekonomide de aynı mücadeleyi veriyoruz’ demektir.”

‘TÜRK LİRASI’NA ALIŞACAKSINIZ’

İşçilerin alır terinin hakkını verecek ücret politikasını destekleyerek asgari ücreti yüzde 50 artırdıklarını da hatırlatan Erdoğan, “Asgari ücreti en düşük 4 bin 250 lira seviyesine çıkardık. Çalışanın evli ve çocuklu olmasına göre bu rakam daha yükselmektedir. Yeni asgari ücreti birileri kurdaki dalgalanmanın kurda zirve yaptığı sırada küçümsemişlerdi. Şimdi kur düştü ama asgari ücreti küçümseyenlerin aynı hesabı yaptıklarını görmedik, duymadık. Çünkü hesapları tutmadı. Türk Lirası varken senin dolarla avroyla ne işin var. Türk Lirası, Türk Lirası, alışacaksınız buna. Bu işi rahmetli Özal yapmıştı. Türk Lirası’nın onurunu kurtarmıştı. Şimdi aynı şeyi biz yapıyoruz. Tabii biz muhalefetin yaptıklarını önemsemiyoruz. Bizim baktığımız tek yer milletimizin ne istediği. ne beklediği, emekçinin hak ve hukukunun korunması” diye konuştu.

‘BÜYÜK FEDAKARLIKLAR YAPIYORUZ’

Küresel anlamda enerji ve gıda fiyatlarında yaşanan artışları vatandaşlara en az düzeyde yansıtmaya çalıştıklarını da dile getiren Erdoğan, “Bunun için sessiz sedasız yükün önemli kısmını kamunun üstlenmesini sağlıyoruz. Özellikle şu kış kıyamette vatandaşımızın doğal gazı ve elektriği uygun fiyata kullanması için çok büyük fedakarlık yapıyoruz. Asgari ücret zammıyla çalışanların alım gücünü yükselterek fiyat artışlarına karşı korumaya çalışıyoruz. Çalışanın tamamının asgari ücret kazancını gelir ve damga vergisinden muaf tutarak işverenleri de rahatlattık. Asgari ücret artışındaki vergi yükünün önemli kısmını üstlenerek istihdamda olumsuzluğu engellediğimize inanıyorum. Cumhurbaşkanı olarak ben alın teriyle şu anda karşımda olan kardeşlerimi Allah için seviyorum ve rabbim bu sevgimizi, bu muhabbetimizi daim kılsın.” DHA